UZMAN GÖRÜŞLERİ DOĞRULTUSUNDA TÜRKİYE’DE YAŞAYAN MÜLTECİ ÇOCUKLARIN SORUNLARINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Yazar Yorum Yap 191 views

UZMAN GÖRÜŞLERİ DOĞRULTUSUNDA TÜRKİYE’DE YAŞAYAN MÜLTECİ ÇOCUKLARIN SORUNLARINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  ÖZ 
Göç ekonomik, politik, açlık, savaş, doğal afetler, salgın hastalıklar veya kıtlık gibi nedenlerden dolayı, zorunlu ya da isteyerek bulunulan coğrafyanın terk edilmesi durumudur.Mülteciler kendilerini güvende hissettikleri, kendilerine en yakın coğrafyaya göçme eğilimindedirler. Suriye’den gelen Mülteci aileler öncelikle sınır komşusu  Türkiye’ye, daha sonra da çeşitli Avrupa ülkelerine göç etmeyi istemektedirler. Göç sürecindeki olumsuz durumlardan en çok çocuklar etkilenmektedir. 

 Bu çalışmanın amacı; uzman görüşlerine göre mülteci çocukların göç sürecinde ve sonrasında yaşadığı sorunları belirlemek ve genel anlamda çözüm önerileri sunmaya çalışmaktır.

GİRİŞ
Son 10 yılda Ortadoğu’da yaşanan karışıklık ve iç savaşlar nedeniyle pek çok insan ailesini, sevdiklerini kaybetmiştir.Ailelerinin işkence gördüklerine tanık olmuş, evleri yıkılmış, eşyaları yok edilmiş ve artık kendi vatanlarında can güvenlikleri sağlanamaz olmuştur. Bu insanlar ülkelerinden göç etmek zorunda kalmıştır. 2011 yılından beri ,milyonlarca insan ülkelerini terkederek Türkiye’ye sığınmışlardır.

 Ortadoğu’daki savaş ve iç karışıklıklar nedeniyle, Türkiye’ye gelen toplam mülteci/göçmen sayısı beş milyona dayanmış, bu gelenlerin yaklaşık olarak 1,5 milyonu 2014 ve 2017 yılları arasında başta Avrupa olmak üzere başka ülkelere gitmiş, ancak toplamda 3,5 milyon mülteci Türkiye’de kalmıştır. 
 Travmatik yaşam deneyimleri yaşamış ve alıştıkları ülkelerinden uzakta yaşamak zorunda kalan çocuklar için göç zorlu bir deneyimdir. Uzun yıllardır Türkiye’de olan ve ülkelerindeki iç karışıklıklardan dolayı ne kadar süre daha kalacakları belli olmayan Suriyeli göçmenlerin büyük bölümünün eğitim çağındaki çocuklardan oluşması, konunun dikkate alınması gereken bir durum olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, göçmenler için sadece barınma, güvenlik, sağlık, beslenme gibi temel ihtiyaçlarının yanı sıra eğitim ile ilgili de bir takım ek önlemler alınmasını gerektirmektedir.
 Eğitim, mülteci çocukların yeni ortamlarında karşılaştıkları zorlukları aşmasına ve geçmiş olumsuz yaşam deneyimlerinden kurtulmasınıbsağlayacaktır. Eğitim, sığınmacı çocukların ve gençlerin psikolojik durumları için de oldukça önemlidir. Ancak mülteci çocukların eğitime devam edebilmeleri kolay olmamaktadır. Bu çocukları göçe zorlayan travmatik süreç, farklı kültürel özelliklere sahip olmaları, geçmiş yaşantıları, iletişim sorunları gibi nedenler birtakım güçlükler ortaya çıkardığı gibi okula uyum sağlamayı da geciktirmektedir. Türkiye’de mülteci çocukların okulda korunma ve eğitim fırsatlarından yararlandırılması için alınan önlemler artırılsa da halen eksikliklerin olduğu görülmektedir. Ülkemize göç yoluyla gelen çocukların bir bölümü hala okullaştırılamamıştır. Bu çocukların okullaştırılmalarının yanında, eğitime devamlarının da sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, okul terklerinin azaltılması, göçmen çocuklara verilmesi gereken eğitimin içeriği, biçimi, zamanı, yöntemleri ve ekonomik kaynaklarla nasıl destekleneceği, toplumun tüm kesimleri ile işbirliği içinde ele alınması gereken geniş bir sorundur.
 Mülteci çocukların erken yaşta çalışmaları ya da erken yaşta evlilik ve kayıt dışılık gibi nedenlerle eğitimlerini tamamlayamaması onların eğitimsiz bireyler olarak hayata atılmalarına ve niteliksiz işgücü elemanı olmalarına sebebiyet vermektedir
2.BULGULAR
2.1.Mülteci Çocukların Sorunlarına İlişkin Bulgular
Bir anket düzenlenmiş ve katılımcılara araştırmanın alt problemlerine ilişkin olarak iki soru yöneltilmiştir. 1. problemde uzmanlara mülteci çocukların yaşadıkları sorunlar sorulmuştur. Araştırma sonuçlarından elde edilen bulgulara göre bu sonuçlar 6 başlık altında toplanmaktadır. Bunlar; ailevi sorunlar, eğitim sorunları, sağlık sorunları, maddi


Ailevi Sorunlar
 Barınma, aile içi şiddet, erken yaşta ve zorla yapılan evlilik, çocukların ebeveynler tarafından ihmal ve istismarı, dağılmış aileler

 Eğitim Sorunları
Dil öğretimi, okullaşma oranı,  okullara yönlendirme ve oryantasyonun sağlanamaması

 Sağlık Sorunları
Sağlık taramaları, sağlıklı beslenme, sağlık hizmetlerine erişim.

 Bu çocukların en büyük sorunları başında barınma geliyor. Özellikle çok çocuklu aileler çocuklarına bakmakta zorluk çekiyorlar. Kampların dışında kalanların eğer maddi imkanları kısıtlı ise derme çatma evler içinde sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalıyorlar.

 Aile bireylerinden şiddet gören mülteci çocukların sayısı oldukça fazla. Bu durum sadece ebeveynlerle sınırlı değil Kardeşler ve yakın akrabaların da istismara uğruyorlar. Kız çocuklarını erken yaşta evlendirme eğilimindeler. Eğitimleri önemsenmiyor.

 Mülteci Çocukların Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerilerine İlişkin Bulgular
      Araştırmada 2. probleme ilişkin olarak katılımcılara, bu sorunların çözümüne yönelik önerileri sorulmuştur.  Araştırma sonuçlarından elde edilen bulgulara göre bu sonuçlar üç başlık altında toplanmaktadır. 


TEMEL İHTİYAÇLARA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
-Barınma alanlarının ve mekanlarının iyileştirilmesi, 
-Sağlıkla ilgili ihtiyaçlarının karşılanması, 
-Güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması, 
-Kayıt altına alınma ve hukuksal düzenlemeler, 
-Kurum ve kuruluşlara erişim imkanlarının sağlanması, 
-Ailelerine iş imkanlarının sağlanması, 
-Çocuk oyun alanlarının oluşturulması

EĞİTİME YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
-Çocuklara Türkçe öğretilmesi, 
-Okullara ilişkin oryantasyonun sağlanması, 
-Okullarının alt yapılarının güçlendirilmesi, 
-Geçici eğitim merkezlerin desteklenmesi

DİĞER ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
-Sosyo-kültürel ve ekonomik alanlarda destek verilmesi, 
-Psikolojik desteğin sağlanması, 
-Kamuoyu bilincinin oluşturulması, 
-Destek verecek ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliği, 
-Kendi memleketlerine dönmeleri. 
-Tercüman desteği


 Eğitim sorunlarının çözümüne ilişkin katılımcılar mülteci çocukların öncelikli olarak dil öğrenimlerinin sağlanmasının gerektiğini düşünmektedirler. Aynı zamanda okullar bu çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmeli ve çocukların bu okullara uyum sağlayabilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Katılımcı görüşlerinden bazıları şöyledir:

  Bu çocukların bulundukları ortama uyum sağlayabilmeleri ve topluma entegre olabilmeleri için Türkçe öğrenmeleri şart. Bu yüzden bölgedeki mülteci çocukların sayılarına göre belirlenen okullarda yabancı öğrencilere hizmet verecek şekilde birtakım düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. 
 Mülteci çocuklara yönelik açılan geçici eğitim merkezlerinin çoğaltılması ve desteklenmesi de gerekir.

3.SONUÇ VE TARTIŞMA

 Mülteci çocukların eğitim sorunları önemli bir sorun oluşturmuştur. Sorunların başında dil öğretimi, okullaşma oranı, okullara yönlendirme ve oryantasyonun sağlanamaması gelmektedir. Ülkemizde Suriyeli çocuklar kendilerine yönelik olarak oluşturulmuş Geçici Eğitim Merkezleri’nde ve Milli Eğitim Bakanlığa bağlı okullarda eğitim alabilirler. 
  Çalışmalar sonucunda özellikle dil sorununun çocukların öğretim programlarını sağlıklı takip etmelerini engellediği, göç sürecinin başlarda hem Türkiye hem de mülteciler tarafından geçici bir durum olarak görüldüğü bu yüzden dil öğrenimine ağırlık verilmediği,  ancak süreç ilerledikçe mültecilerin geri dönmelerine ilişkin öngörünün oluşmaması sebebiyle daha çok mültecinin bu sorunlarla karşılaştığı görülmektedir.
     Sosyo-kültürel, ekonomik ve psikolojik alanlarda desteklerin sağlanması gelmektedir. Ayrıca araştırma sonuçlarında, kamuoyu bilincinin oluşturulması, destek verecek ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliği, kendi memleketlerine dönmeleri ve tercüman desteğine yönelik öneriler de ulaşılmıştır.
 Bu çözümlere ulaşabilmek için devletin yapması gerekenler arasında koruma, denetleme, takip, hukuksal düzenlemeler, adaletin sağlanması, mültecilerin sömürülmesinin yasal düzenlemelerle engellenmesi, destekleyici ve koruyucu tedbirler alınması, kaynakların arttırılması, geri dönüşlerine yönelik politikaların geliştirilmesi olarak sayılabilir. 

 Kurum ve kuruluşların yapması gerekenler ise özellikle çocuklarla ilgili olarak eğitim politikalarının etkili ve verimli olarak uygulanmasıdır.

 Eğitim kurumlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Öncelikle okullardaki mülteci çocukların yeteneksiz ve muhtaç olduğu algısı ortadan kaldırılmalıdır. Bu yüzden öğretmenlere ve okul yöneticilerine çok iş düşmektedir. Sosyal , temel gereksinimlerin karşılanması, sığınmacı çocukların günlük yaşamlarını olağan sürdürebilmesi için bu sürecin en iyi biçimde atlatılması gerekmektedir. Bireylerin yapması gerekenler ise bu insanlara ve çocuklara aciz olarak bakmamak ve duyarlı davranmak olarak ifade edilebilir. 

ÖNERİLER
 -Mülteci çocukların tamamı kayıt altına alınmalı.

-Mülteci çocukların  işçi olarak çalışmalarının önüne geçilmeli.

 -Erken yaşta evlenmelerine müsaade edilmemelidir.  

-Mülteci ailelere çocuk eğitimine yönelik eğitimler verilebilir. 
-Bu çocukların topluma uyum sağlayabilmeleri adına Türkçe öğrenmelerine yönelik kurslar düzenlenebilir. 

-Mülteci çocukların bulunduğu okullar çocukların hem akademik hem de psikolojik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenebilir. 

-Bu çocukları ötekileştirmemek adına kamu spotları, broşürler, diziler, belgeseller ve okullarda ve diğer kurumlarda ve halka açık düzenlenecek çeşitli bilimsel, sanatsal ve kültürel etkinliklerle kamuoyu bilinçlendirme çalışmaları yapılabilir.     

 -Mülteci çocukların ailevi ve psikolojik sorunlarına ilişkin çalışmalar önerilebilir. 

– Mülteci öğrencilere uygulanan eğitim programlarının değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik araştırmalar yapılabilir.

KAYNAKÇA  
Uluslararası Hukuk ve Avrupa Birliği Ekseninde Türkiye’nin MülteciSığınmacı Stratejisi: Türkiye’de Mültecilerin ve Sığınmacıların Nitelikleri Temelinde Analizler. TÜBİTAK SOBAG Proje, (106K139).
AFAD, (2016). Suriye Afet Raporu. https://www.afad.gov.tr/tr/IcerikListele1.aspx? ID=16 adresinden 24.Şubat.2019 tarihinde edinilmiştir. 
Akıncı, B., Nergiz, A. ve Gedik, E. (2015). Uyum Süreci Üzerine Bir Değerlendirme: Göç ve Toplumsal Kabul. Göç Araştırmaları Dergisi, (2), 58-83. 

Yorum yaz